12 Şubat 2010 Cuma

İŞTE HSAKD ESKİ GENÇLİK KOLLARI BAŞKANININ BİR GÜNÜ!


HSAKD eski gençlik kolları başkanı Ali Abbas (Soyadı ŞAHİN oldu :) )'ın evlendikten sonraki bir günü nasıl geçiyor diye merak ettik, kendisini iş yeri Coşkun Haddecilik'teki masasında ziyaret ettik.
Sağolsun kırmadı bizi, anlattı.

- Merhaba Ali, Nasıl gidiyor evlilik?
- Valla evlilik zor, işte birden masraflar falan, cicim ayları, gelen giden bitmiyor, nedir bu adet anlamadım. Keşke ben de Sebo gibi yurtdışına gideydim diyorum, bilemiyorum. Nuray diyorum başka bir şey demiyorum.
- Hmm. Eee?
- Akşamları genelde gelen giden bitmedi. Bir yalnız kalamadım karımla. Çok acayip, bi baldız arıyo, bi babam arıyo, hemen geliyolar. Biz çalışan adamlarız, evde bazen yemek bile olmuyor. Nuray hastaneden geliyor, hastalık falan olur diye yemekleri ben yapıyorum.
- Ama Ali biz duyduk ki, sen hijyen yüzünden değil, evlilik sözleşmesinde yer alan bir madde yüzünden yemekleri yapıyormuşsun.
- Yok abi alakası yok. (inceden bir gülümse:) )
- Biz biliyoruz. Hatta bulaşıkları da sen yıkayacakmışsın. Çamaşırları makineye atma görevinin Nuray'da olduğu öğrendik.
- Tabii ikimiz de çalışan insanlarız, bu yüzden yardımcı olmak şart.
- Bu konuyu kapayalım istersen. Biz daha çok şey biliyoruz ama neyse.. Yazın tatili nerde yapmayı düşünüyorsunuz?
- Ben Güvese'ye gitmek istiyorum.
- Hemen hanım köylü olmuşsun Ali.
- Gerçekten istiyorum. Aslında istemiyorum ama sözleşme!! ( Bu konuşmayı ropörtajdan çıkarırsanız sevinirim.)
- Ne demek Ali'cim, sildim gitti. 3 gece önce kapının önüne gelen arkadaşlarını içeri almadığın söyleniyor. Bu doğru mu?
- Valla yalan! Ben bulaşık yıkıyordum, duymamışım.
- Peki evi neden Çekmeköy'den tuttun.
- Seviyorum abi.
- Neyi?
- Çekmeköy'ü tabi.
...

Sohbetin devamı haftaya...

Hiç yorum yok: