23 Haziran 2011 Perşembe

Gavur ellerde FB şampiyonluğu

ABİ :)

Zülfü Livaneli - Bana bir şarkı söyle

son dakka!

Ünlü stratejist Bekir Acar, güzel bir kızla görüştüğünü borsaya bildirdi...

Bir adım geriden‚ çok öteye!

"Hep omuz omuza çekmek istiyorum‚ biraz zıplayabilmek‚ nefes nefese haykırabilmek ne demek bilmek Kıpkırmızı olsun yanaklarım‚ susuzluktan boğazım yırtılma noktasına gelsin ve üstüne ter içinde kalayım o formayla Tüm bunlar 30 saniye içinde olsun bitsin ve söylemeye başlayalım maçın henüz 1. dakikasına doğru bestelerimizi O an da açılsın gözlerim kocaman‚ heyecandan yerimde bir aşağı bir yukarı yer değiştirmek ve totem denilen duyguyu başkalarıyla yaşamak istiyorum Gol olunca uçabilmek birkaç sıra öne‚ kapaklanmak yerlere‚ sevinçten yumaklara katılmak belki "


Bunları düşünüyor mudur acaba? Hiç ağlamış mıdır bu yüzden? Yüzlerce şey getirseler önüne kabul eder miydi bu duygunun yerine Açıkçası ismini bilmiyorum. 30-35 yaşlarında bir adam. Üzerinde yıllardır Fenerbahçe cefasını çektiğinin kanıtı forma Yüzünde maç öncesi heyecanın kırık çizgileri‚ dili kurumuş besbelli. Saçlarını karıştırıyor elleriyle. Göz bebekleri büyüyüp‚ küçülüyor. Terlemiş ellerini üzerine siliyor‚ biraz sıkılmış gibi. Bu heyecan çok fazla diye haykıran bir vücudu var sanki. Tribünleri izliyor şevkle. Okuyor koreografiyi‚ ucundan tutmak istiyor Gözleri dalıp giderken‚ bir alkış tufanı kopuyor yüz metre ilerisinde. Hemen anlıyor. Kutsal formanın çocukları geliyor diyor içinden Dudaklarını kıpırdatıyor ama sesi çıkmıyor. Katılıyor o güruha. Elleri terli. Acı içinde‚ kızarana kadar alkışlıyor Sarı Kanaryasını Seremoniye geçilince toparlanıyor biraz. Elini kalbinin üstüne koyuyor bir süre‚ içinden sesleniyor. Geçecek‚ bu maçı kazanacağız. Sen atmaya devam et. Ben hep burada olacağım. Gülümsüyor. Heyecandan kendi kendine konuşuyor Tek tek futbolcuların isimlerini söylüyor. Hepsinin ardından dua etmek şerefine eriştiğine inananarak mutlu oluyor. Bu onun tek totemi. Başlıyor İstiklal marşı. İçinden söylüyor‚ yine. Marş bitip futbolcular sahanın içine dağılırken gözleri Alexe takılıyor. Her maç öncesi onun dualarına amen oluyor. Tanrıya ulaşması için yardım etmek istiyor. Alex önce dizlerini kırıp oturuyor‚ ellerini ağzına götürüyor ve duasını ediyor. Meşin yuvarlığın tam önünde. O noktada başka kim durabilir öyle diye düşünüyor. Farkında değil maç başlamış bile‚ ama o orada hala Alexin hayaline bakıyor Ve geri sayım eli kalbinde‚ ağzında bestelerle akıyor Şükrü Saraçoğlunda. Zeminler gözleri gibi yeşil‚ ışıl ışıl. Orada olan 55 bin seyircinin halinin sadece diğer bir örneği oluyor Buraya kadar.

Burada başlıyor hikayesi. Geri sayım burada üzüyor onu ilk defa. Orada olamadığı için‚ sonunu düşünmeden zıplayıp‚ haykıramadığı için 30-35 yaşlarında bir adam. Hem mükemmel atmosferden‚ hem eksikliğinden dolayı dolduruyor gözlerini. Önünde Sarı Kanaryası var‚ sadece o oldu diyor. O olacak derken yutkunuyor ve yarım kalıyor sözleri Her şeyi‚ herkes gibi hissederken burada böyle oturmak acıtıyor canını 30-35 yaşlarında bir adam. Tek ayağı yok. Yıllar önce bir kazada kaybetmiş. Tekerlekli sandalyeyle gelip gidiyor maçlara. Ama hep en önde‚ hep aynı duygularla sarmalıyor atkısını boynunu. Yıllar önce olduğu gibi O tek bacağıyla mücadele ediyor kalbiyle. Rakiple‚ rakip taraftarın ettiği küfürlerle. Tek başına aslında. Durmadan savaşıyor Fenerbahçesi için. Gerek bestelerle‚ gerek küfürlerle‚ gerekse göz yaşlarıyla. Bırakmıyor. Kocaman yürekli adam.

Dün akşam Galatasaray maçında maçın koptuğuna dair atılan o baskette ayağa fırladı‚ tüm gücüyle. Ve takımını ayakta yine elleri terli‚ kızarana kadar dakikalarca alkışladı. Gözleri yine doluydu. Bu sefer saf mutluluktan O zaten unuttururdu‚ Fenerbahçesi her gol attığında‚ her maçı kazandığında. Diğer bacağı olurdu Sarı Kanaryası. Yıllar sonra onun sayesinde şen olur ve koşma hevesini kazanırdı. Koşamazdı orası ayrı. Ama hayal ederdi. Orada o taraftarlar arasında olduğunu Olsun derdi‚ yüreklerimiz bir. Hislerimiz aynı. Gözyaşları‚ besteler ikiz. Yenilince edilen küfürler‚ kazanınca şükredilen Tanrı bir

Ve diyorum ki ben bu yazının başından beri. Sen hep gel bu stada. Fenerbahçe senin diğer bacağın‚ biz senin sesin oluruz Hepimizden sağlam bir adamsın sen. Hayata bir adım önden başlıyorsun‚ farkında değilsin. Fenerbahçe var. KOCAMAN bir adım attıracak Aykutun Gözlerinin çocuğu Alexin

Hep söyle o besteleri.
biz gerekirse omuzumuza alır‚
öyle başlarız omuz omuzaya!


Not: 1907 Unifeb Marmara Üni. sitesinden alıntıdır.

2011'in Şampiyon Tribünleri





22 Haziran 2011 Çarşamba

'Aslan' Fenerbahçe!


Zaman ilerleyip, yıllar geçtikçe hassasiyetler de gelip geçiyor, değişiyor. Şimdilerde Fenerbahçe formasının önünde, kocaman ve kırmızı bir reklam düşünebiliyor muyuz? Hayır. Ama bir zamanlar, sarı zemin üzerine kırmızı Tamek reklamımız vardı.

Aşağıda Erkan'ın yazdığı, Urfalı Babi'nin "Fenerim Yenerim" şarkısına dair yazıya yorum bırakan arkadaşlardan birisi Fenerbahçe'ye "Aslan" denmesini garip karşılamış. İşte bu da yeni hassasiyet algılarından bir tanesi. Ya eskiden nasıldı? Hatırlayalım.

Yukarıdaki fotoğraf 1964 senesinden... Kadın Ajda Pekkan, adam Ayhan Işık. Hızır Dede filminden bir sahneyi görüyoruz. Esas oğlan ve kızımızın arkasında bir duvar yazısı var; "Aslan Fenerbahçe".

Fenerbahçe Müzesi'ne yolunuz düşerse, müzenin en sonlarında, sol tarafta yer alan 1960'lı yıllar bölümüne bir uğrayın. Oradaki fotoğrafların arasında "Aslan Fenerbahçe"ye başarı dileyen bir pankart göreceksiniz.

Ve çok daha uzun yıllar önce, 17 Kasım 1952 tarihli Milliyet gazetesinden bir haber ile fotoğrafı.

Haberin içeriği şöyle:

"İstanbul dün müstesna bir spor günü yaşadı. Fenerbahçe güzel bir oyunla Beşiktaş'ı 3-1 mağlup etti. Maçı müteakip on bini aşan Fenerbahçeli ellerinde elliye yakın Fenerbahçe bayrağı olduğu halde Taksimde galibiyeti tes'it ettiler"

Fotoğrafa gelince... Benim bir şey yazmama gerek yok sanırım...


- papazın çayırı -

Tsubasa Stayla


MLS kalitesindeki ligde bile böyle goller atılabiliyor sonuçta.

- papazın çayırı -

Gönüllerin Şampiyonu, Hakemler ve Medya Üstüne


Geçen yıl kıyısından döndüğümüz 5’te 5’i bu yıl yaptık. Futbol dışı branşları da futbol kadar büyük bir heyecan ve stresle takip eden taraftarlar için müthiş bir haz bütün branşlarda şampiyonluğu kutlamak. En az iki ay herhangi bir Fenerbahçe maçının stresini, heyecanını yorgunluğunu yaşamayacağım için omuzlarımdan bir ton yük kalkmış gibi hissediyorum.

Sonunda şampiyon olduğumuz bir maçtan sonra hakemler hakkında bir şeyler söylemek pek doğru karşılanmayabilir ama dün maçtan sonra bile sinirim geçmedi. Hakemler tam anlamıyla rezil bir maç yönettiler. Recep Ankaralı, Alper Özgök, Erşan Kartal üçlüsü muhtemelen seriyi yedinci maça götürmek için yüksek yerlerden aldığı talimatları sonuna kadar uyguladılar. Zaten basketbol federasyonu başkanının kupa töreninde olmaması da herhalde serinin yedinci maça gideceği konusunda içinin rahat olmasından kaynaklanıyordur.

Oktay Mahmudi’ye teknik faul verdikten sonra gözlerinin içine baka baka ettiği küfüre yarabbi şükür dediler, ilk yarı sonunda Caner topa ayakla müdahale etmesine rağmen Oğuz’a ayakla müdahale çalıp topu Galatasaray’a verdiler. Shipp’in yarım metre dışarıdan girip attığı sayıya basket verdi gözünün önünde olmasına rağmen Recep Ankaralı. Son periyot Emir’in içeriye Ukiç’e verdiği pasta Ukiç şut atarken Haluk’un yaptığı faulü çalamayıp ribaunt mücadelesinde Lavrinoviç’e son derece ucuz bir faul çaldılar ve Galatasaray iki atış kullandı. Emir’in iki turnikesinde de basket faul var, hakemlerden ses yok ve maçın en kritik yerinde Tutku’dan dışarı çıkan topu görmeyip topu Galatasaray’a verdiler. Alper Özgök topu Galatasaray’a verdikten sonra açısı daha iyi olan ve aslında topun Tutku’dan çıktığını gören Recep Ankaralı’ya doğru koşuyor Fenerbahçeli oyuncular ama Recep Ankaralı ben gördüm deyip kararı değiştirebilecek yüreğe sahip değil. Şampiyon olduk diye bu hakem rezaletinin hiç dile getirilmemesi tuhaf. Kaybettiğin maçtan sonra ağlama zırlama olarak görülebilecek bir şeyi asıl en güçlü anında yapacaksın ki inandırıcılığın olabilsin.

Galatasaray için de bir şeyler söylemek lazım, benim anlamadığım bir şey var, birileri Galatasaray’a Fenerbahçe’nin dörtte biri kadar bütçe kullanacaksınız, sponsorunuz şu olacak aksi takdirde ligde yer alamazsınız diye bir kural mı koydu? Eğer Galatasaray kendimizden çok büyük bütçeli bir takıma karşı oynadık diye ikincilik kutlayacak duruma gelmişse taraftarı basketbola yatırımın neden Fenerbahçe seviyesinde yapılmadığını sorgulamayı seçmeyip, bizden daha bütçeli takıma karşı elimizden geleni budur havasına geldiyse ezeli rekabet bitmiş demektir. Sizi tutan mı var kardeşim, yapın yatırımınızı, daha iyi sponsor bulun eşit şartlarda yarışın, sanki eşit şartlarda yarışmamanın suçu Fenerbahçe’nin yatırımıymış gibi fakir fukara edebiyatı yapmaktan bıkmadınız mı hal?

Medya için de bir parantez açalım, maçları yayınlayan Spormax rezalet bir yayın performnasına imza attı. Özellikle daha önce de dalga geçtiğimiz, ikinci maç sonrası Ömer’e “biz bundan sonraki iki maçı Galatasaray’ın kazanacağını düşünüyoruz” sorusu soran hanım kızımız dün de Ermal’e “bize göre play-off serisinin iki şampiyonu var” diyor. Sen kimsin diye soramıyoruz maalesef kendine. Zaten medyadaki gönüllerin şampiyonu güzelleme törenleri böyle devam ederse FİBA seneye final serilerini oynatmadan iki şampiyon çıkması yönünde tavsiye kararı alabilir. Biz 1995’te Ülker’den çok daha az bir bütçeyle ve rezalet hakem performansına karşı finali kaybettiğimizde kimse gönüllerin şampiyonu falan dememişti. Bizim üç katımız yatırım yapan Eczacı’ya iki sene son anda şampiyonluk kaybedince yine gönüllerin şampiyonu olamadık, erkek voleybol takımımız ligin 5. bütçesine sahipken Arkas’a yarım puanla şampiyonluğu kaptırdığında da gönüllerin şampiyonu olamadık. Bu sene kaybedenler kulübünün üyelerinden bir ricamız var: Gönüllerin şampiyonu olma konusunda usul ve esasları düzenleyen gizli bir yönetmelik falan varsa bize de söylesinler. Niye biz kazanınca zuhur ediyor bu gönüllerin şampiyonu da biz kaybedince ortadan kalkıyor acaba?

Maç bitmiş şampiyon belli olmuş iki büyük takım 26 sene sonra play-off finali oynamış Türkiye’nin spor kanalı olduğunu iddia eden Ntvspor'da yayın yok. Gün boyunca 150 defa La Liga programı yapan İspanyol Muhipleri Cemiyeti doğal üyesi Ntvspor, Figo ve arkadaşlarının gösteri maçını yayınlamakla meşgul. Tabii Ntvspor’u bu yüzden eleştirince kimsenin umurunda değil, "abi adamlar Fenerli" diye eleştirince ancak taraftar bulanabiliyor.

Seri öncesi Polyanacı Galatasaray taraftarının vecizesine atfen bitirelim yazıyı, Galatasaray isminin olduğu her yerde umut vardır belki doğrudur da Fenerbahçe isminin olduğu her yerde de o umut itinayla çöpe atılır.

- PAPAZIN ÇAYIRI -

BEŞ BRANŞ TEK ŞAMPİYON


2010 - 2011 Sezonu BEKO Basketbol Ligi Şampiyonu: Fenerbahçe


2010 - 2011 Sezonu Spor Toto Süper Lig Şampiyonu: Fenerbahçe


2010 - 2011 Sezonu Aroma Voleybol Bayanlar Birinci Lig Şampiyonu: Fenerbahçe


2010 - 2011 Sezonu Aroma Voleybol Erkekler Birinci Lig Şampiyonu: Fenerbahçe


2010 - 2011 Sezonu Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi Şampiyonu: Fenerbahçe


***

-PAPAZIN ÇAYIRI -

17 Haziran 2011 Cuma

FB 5'TE 5 YAPTI! PEKİ DİSKO KRALI'NDAN FEYYAZ NE DEDİ?

-fenerbahçe çok koydu. baya koydu öyle böyle koymadı yani inanılmaz koydu yani önünü alamadık yani. koydu koydu koydu bi yerden sonra koymaz diye bekledik daha da koydu. daha fazla koyulmaz herhalde dedim ben ben bi yerde durcak bunun koyması diye bekledim..ama yine koydu..

feyyaz yiğit

11 Haziran 2011 Cumartesi

4 Haziran 2011 Cumartesi

Makattan fitil yememiş olan var mı?

dipnot - 1

Çocukken berber koltuğundaki tahtaya oturup traş olurduk, hatırladınız dimi?..

29 Mayıs 2011 Pazar

spontane cümleler

sabah kalktım uyandım maç izledim gaste okudum televizyonu açtım yemek yedim hayat bazen güzel ya simdi sen de o herkes gibi cekip geri gelecek misin bilmiyorum ama gizli bi güc var eger basıma bisi gelmicekse fethullah'ı sevmiyorum ama abiler de kötü maklube yemeyi özledm ama ben kendi bulgur pilavımı da severim yalınayak evin icinde dolasmaya enfes bayılırım te allaaam ne diyorum ben böyle spontane cümleler mi bunlar yok artık hayır bu kadarı da fazla bitanem iliskimizi gözden gecirme vakti gelmedi mi sence artık su sacmalıga bi son ver oo mehmet abi naber isler nassı gidiyo aa bu arada messi nası koydu yok be abi fatih terim yorum yapmasın ilker yasin bsg diyorum kısaca acılımını siz yapın yok akp degil biz yapcaz bu kelam da burda sona erer...

fatih sultan mehmet reyiz

selam olsun sana! (istanbul'un fethinin bilmemkaçıncı yıldönümünde hepinizi 1 dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum)

28 Mayıs 2011 Cumartesi

HAYALDİ, REAL OLDU!

MESUT ÖZİL, NURİ ŞAHİN, HAMİT ALTINTOP!

Burada şu an yazıyorum ya şimdi

Hah, terapi gibi bişi bu babalar...

Kadir Çöpdemir'li pınar klasik sucuk reklamı

Akşam akşam da olmaz ki hafız yani!..

Komik dizi lan

LEYLA İLE MECNUN

Yeni tasarımımızı beğendiniz mi?

Nası koydu Guardiola reyiz ama :)

KIZILDERİLİ CHAT'İ

NOSTALJİ

3 numara saç, beslenme çantası, kırmızı kurdele, boyundan büyük okul çantası... Böyle bi 1. sınıf öğrencisiydik, hey gidi nostalji...

ÖYLEYSE BAĞIRIN ULAN FENERBAHÇE ÇOK YAŞA DİYE!

27 Mayıs 2011 Cuma

Ayık ol bro!

Giydikçe açılır (giysici), uzadıkça şekillenir (berber), zaman geçtikçe unutursun (arkadaş) - yalan bunlar!

26 Mayıs 2011 Perşembe

İSKENDER REYİZ'DEN

Yemek yemekle tuvalete gitmek arasında çok fark yok; ikisi de doğal ihtiyaçlar sonuçta. Ama, nedense insanlar birbirlerini yemek yemeğe davet ediyorlar da, birlikte işemeye davet etmiyorlar. (K. İskender)

24 Mayıs 2011 Salı

GAF DAĞI

Ya merak, ya tarak!..

Erman Toroğlu: İnsanın başına ne gelirse ya meraktan, ya taraktan...

(Canlı yayın esnasında)

SENİN DE İŞİN ZOR BE ADEM

HANIMLAR / BEYLER, DEMET AKALIN YENİ ALBÜM ÇIKARDI MI?

Yaz mevsiminin gelip gelmediğini ona göre anlicam da, acil cvp pls...

YAŞAM ENERJİSİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME:

SERDAR ORTAÇ HER ALBÜM ÖNCESİ NE ALIYOSA AYNISINDAN KAMYON KAMYON İSTİYORUM!

Epey ara vermişiz

Şİmdi fark ettim, epey ara vermişiz. Kimimiz okulu bitirme telaşına, kimimiz askerlik heyecanına falan gark oldu bi süre, e şimdi yine burdayız, kaldığımız yerden devam...

11 Aralık 2010 Cumartesi

Yeni Yeni Yesyeniii :p

Mustafa Topaloğlu yeni kliple Amerikada ilk sıraya yükseldi..


Wel kam tu prezidesi Hello Obama Hoşgeldin Başkanlığa diyerek önce Obamanın daha sonra da halkın beğenisini kazanan Topaloğlu Türkiye'den sonra USA'da da büyük ilgi uyandırdı.. :p (deneme)

9 Kasım 2010 Salı

Tabii güzelim

Bal dudaklarını yerim!

Yeniden!

Çok ara verdik, geldik...

29 Nisan 2010 Perşembe

Ermenistan Provokasyona Doymuyor: Şimdi de İstiklâl Marşımızı Çok Kötü Söylediler!


Geçtiğimiz haftasonu Erivan ve İstanbul'da karşılıklı olarak gerçekleştirilen bayrak yakma eylemlerinin hedeflenen sonuca ulaşamaması üzerine Ermenistan cephesi oyunu bir sonraki aşamaya taşıdı. Bu sabah Erivan'daki Hanrapetutyan (Özgürlük) Meydanı'nda toplanan 2000 kadar göstericinin İstiklal marşımızı koro halinde, oldukça kötü bir şekilde ve deforme ederek söylemesi tüm yurtta tepkiyle karşılanırken, misilleme için gözler Ankara'ya çevrildi.

Her sene Erivan'da gerçekleştirilen 1915 Sözde Ermeni Soykırımı Anma Törenlerinin bu sene Türk bayrağının yakılmasına sahne olmasının ardından, 25 Nisan'da Taksim Meydanı'nda Ermeni bayrağı yakılmıştı. Halkın bu tepkisini ve duyarlılığını görmezden gelen ve provokatif eylemlerini sürdüren Taşnaklar, bu defa da İstiklal Marşımızı deforme ederek söyleme eylemi yaptılar.

Tanınmaz hale getirdiler

Taşnak partisi ileri gelenlerinden Harut Saksonyan, İstiklal Marşımızın detone seslerle ve iyice deforme edilerek, kahkahalar arasında okunduğu eylemin ardından yaptığı açıklamada, marşta zaten prozodi hatası olduğu için deforme etmekte fazla zorlanmadıklarını belirtirken, "Bestesi itibariyle doğru okunması zaten çok mümkün görünmüyordu, biz sadece 'larda yüzen alsancak' gibi bazı kısımların iyice üzerine basa basa söyledik o kadar, bir de üzerine biz Ermenilerin komik Türkçe telaffuzları eklenince gerisi kendiliğinden geliverdi." sözleriyle bir milletin saygısızlıkta ne kadar ileri gidebileceğini ortaya koydu. Marşı ağırlıklı olarak küçük kız çocuklarından oluşan bir koroya okuttuklarını da ifade eden Saksonyan, "Böylece ortaya gerçekten berbat bir ses çıkmasını da garantiye aldık" şeklinde konuştu.

Dışişleri'nden sert tepki

Olayın duyulmasının ardından sabahın erken saatlerinde toplanan Dışişleri Bakanlığı'nda ise tepki ve kararlılık vardı. Toplantı sonrası basının sorularını yanıtlayan Bakanlık Sözcüsü Ersin Özbükey, Ermenistan'a nota verilmesi yönünde çalışmaların başlatıldığını açıkladı ve "Zaten dilleri dönmüyor Türkçeye, en iyi bilen bicici bücücü konuşuyor, bir de iyice afedersiniz ağızlarını büze büze söylemişler. 'Körkme sönmez bü şefek' gibi, gerçekten burada tekrarlamak istemediğim bazı ifadeler kullanılmış" sözleriyle skandalın boyutlarını gözler önüne serdi.

Serdar Ortaç'a milli görev

Yurt sathında infial yaratan çirkin eyleme karşı en hızlı ve etkili şekilde tepki vermeye kararlı olan Dışişleri'nin, yeni bir Ermenistan Ulusal Marşı bestelemesi için anlaştığı Serdar Ortaç ise, stüdyoya girmeden önce düzenlediği basın toplantısında böyle bir görev için düşünülmesinin çok onur verici olduğunu belirtti. Başarılı sanatçı, "Bugün girdiğim şu stüdyodan bu iş bitmeden çıkmayacağım, topu topu yedi notayla neler yapılabileceğini bütün dünya görecek!" sözleriyle bu ulusal davadaki kararlığını ortaya koydu. Ortaç tarafından yazılacak olan yeni Ermenistan marşının diplomatik anlamda bir sonuç getirmese bile önümüzdeki yaza damgasını vurmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Zaytung

SON DAKKA!

-> Fenerbahçe Maçının Tekrarını İsteyen Beşiktaş Yönetimine Federasyon'dan Olumlu Yanıt: "Sizin için Lig TV'den tekrar yayınlatacağız."

-> Etiler'deki Kumarhane Baskınında Gözler Mustafa Topaloğlu'nu Aradı...

-> Ağrı'da Bulunan Nuh'un Gemisinin Güvertesindeki "Bel Fıtığı - 05352691628" Yazısı, Kafalarda Soru İşareti Yarattı...

-> Meteoroloji Genel Müdürlüğü : Serdar Ortaç'ın Albümü Çıkmadan "Havalar Tamamen Isındı" Diyemeyiz...

-> Yasama Üzerindeki Yargı Baskısı Kalkıyor, Yeni Anayasa Taslağını Özel Bir Hukuk Bürosu Yazacak...

-> Demet Akalın'ın Yeni Single Çıkaracağı Haberi, Bir Yıldır Aynı Kişisel İletiyi Kullanan Genç Kızlar Arasında Heyecan Yarattı...

-> Çekilen Son Üç Türk Filminde de Güven Kıraç'ı Göremeyen Sevenlerinin Kaygılı Bekleyişi Sürüyor...

-> Avea'nın 5000 SMS Paketi Kampanyasını Bitirmesiyle Birlikte Yurt Çapında 3652 Long Distance Relationship Sona Erdi...

-> 23 Nisan Nedeniyle Bir Günlüğüne Oturduğu Bakanlık Koltuğunda Bir Vatandaştan Yumruk Yiyen 8 Yaşındaki Çocuğun Sağlık Durumu Ciddiyetini Koruyor...

-> Bedelli Askerlik Uygulamasının Gündeme Gelmesiyle Bıçak Gibi Kesilen Doktora Başvuruları TÜBİTAK ve YÖK'te Paniğe Yol Açtı...

-> AB'den Sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Boş Vakitlerinde Diğer Bakanlıklara Yardımcı Olduğunu Belirterek Kendini Savundu...

-> Genelkurmay, Bedelli Askerlik Tartışmalarına Son Noktayı Koydu: "Ehehe"...

Zaytung

Türkiye'nin İlk Cinsellik Sempozyumunda, "Cinsel Bir Yaşam Mümkün Mü" Sorusuna Yanıt Arandı


Bir süredir gerçekleştirilmesi beklenen "Cinsellik: İlişki ve Seks Kültürünün Yaşam Kalitesine Etkisi" isimli sempozyum, dün akşam İstanbul Çırağan Otel'de yapıldı. Beş saat süren sempozyumda, Türkiye genelinde sıkça karşılaşılan cinsel sorunlar ve bu sorunların bireyler üzerindeki etkileri tartışılırken, cinsel hayatın uzak bir hayal olmadığının altı çizildi.

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan ünlü cinsellik uzmanı ve terapist Doç. Dr. Ersin Özbükey, son günlerde yaşanan çoluk çocuk demeden toplu tecavüz olaylarını ülkemizdeki sağlıklı cinsel yaşamın eksikliğine bağlayarak, "Toplumumuzun nesillerdir içinden çıkamadığı problemleri ve bu konuda kafalarda oluşan 'cinsellik nedir', 'sağlıklı bir cinsel yaşam için neler gerekir' ve 'gerçek hayatta seks yapan insanlar var mı' gibi bazı soruları aydınlığa kavuşturabilmeyi umuyoruz" sözleriyle toplantının ana hatlarını çizdi.

"Yapan nasıl yapıyor?"

Toplumumuzun cinselliğe olan çekingen yaklaşımının, bugün yaşanan problemlerin temel sebeplerinden biri olduğunu ifade eden Özbükey, "Yabancı sinemalarda seyrediyoruz, cinsellik istenirse nasıl da yaşanabiliyor. Filmde oynayan herkes iyi kötü bu işin ucundan tutmaya gayret gösteriyor. Hiçbir şey yapamayanın en azından dudaktan veyahut dil marifetiyle, bu 'French' denen usulde öpüştüğünü görüyoruz. Demek ki bir şekilde o ülkede bu tarz şeyler olabiliyor. Yoksa adamlar tutup da olmayan şeyi filme koyacak değiller" sözleriyle Batı ülkelerinin bu konuda katetmiş olduğu aşamaya dikkat çekti.

"Bizzat öpüşen gençler var"

2008'in Temmuz ayında Antalya'da izlediği uluslararası bir kongrede söz alan Hollandalı bir katılımcıdan, cinselliğin normal şartlar altında 13-14 yaşlarında başladığını öğrendiğini belirten Özbükey, "Öyle bir ortamda bunu konuşmacıya sormak biraz da ayıp kaçacağından, Almanya'da yaşayan bir akrabamızı telefonla aradım. Kendisinin bana söylediğine göre 10-11 gibi çocuk denecek bir yaştan itibaren bilfiil öpüşmeye başlayan, ergenliği az geçtikten sonra da tam anlamıyla cinsellik yaşayan gençler varmış. Büyük de konuşmamak lazım, günahı boyunlarına ama bunlar çok büyük ihtimalle gerçekten olan şeyler" şeklinde konuştu.

"Ülkemizin potansiyeli muazzam"

Konuşmaları ara ara kıkırtılarla kesilen Özbükey, cinselliğin gerçekte ne olduğuna dair bir soruyu "İki bedenin birbiri ile kusursuz dansı, eşsiz uyumu gibi tanımlar yapılıyor. Yani bilemiyorsun, tam olarak orada emin olamıyorsun. Ama diyeceğim o ki, bu işler bir şekilde oluyor. Olmayacak şey değil. Artık bu 'Bizde olmaz' kafasından kurtulmamız lazım. Olur, bizde de gayet güzel olur" şeklinde yanıtlarken, "Bir defa hepimizin burada bir araya gelebilmiş olması bile buna en büyük kanıttır. Çünkü çok afedersiniz annelerimiz, babalarımız...Yani tam o şekilde olmasa bile, bir şekilde...Tabii hoş değil onları böyle düşünmek fakat...Hay Allah ya nasıl girdik bu konuya eheh" sözleri salonda buz gibi bir havanın esmesine yol açtı.

Özbükey, konuşmasına "Neyse artık sürtünerek, mürtünerek bizim de bir yerden başlamamız...Arka sıra! Arkadaşım, neden gülüyorsunuz? Komik bir şey mi anlatıyoruz?" sözleriyle son verirken, sempozyumun geri kalan 4.5 saatlik bölümünde, Aşk-ı Memnu dizisindeki öpüşme sahnelerinin geleneksel Türk aile yapısına verdiği zararlar bütün boyutlarıyla masaya yatırıldı.

Zaytung

!

Kaplumbağa terbiyecisi

İşçinin, emekçinin bayramı copsuz olmaz!

1 Mayıs nerede kutlanırmış?

Selam gençler

Uzun bir aradan sonra yine birlikteyiz.

24 Nisan 2010 Cumartesi

SekizTaŞk'ım !


Bilica açtığı çukuru kapatmak için Federasyon'a gideceğinize, Alex'in açtığı deliği diktirmek için " Haydar Dümen'e" gidin !

12 Nisan 2010 Pazartesi

~ Hayattan Kısa Kesitnameler ~

ALLAH 1
METİN 2
PSTATION 3
MP 4
CINE 5
ETEK 6
KANAL 7
TV 8
FIFA 9
BEN 10

9 Nisan 2010 Cuma

Çeeeek Allah Çektirmesin !

Felsefe tarihinde bir çok konuya ışık tutan "Erdalizm"in tanınmış filozoflarından; Seydi Ali (Seydali)'yi geçen gün Taksim Nevizade de " Aşık Gökhan" ile kafaları çekerken görüntüledik. Seydali, RadarCı aracılığıyla isimsiz eski aşkına şu mesajı yolladı :

- Seni ne çok sevdiğimi bir bilsen, boş zamanlarımda tüketiyorum EFES PİLSEN !


Ozan KELLECİ - RadarCı Nevizade Geceleri

8 Nisan 2010 Perşembe

Ah kızım ah !

- Ah kızım ah ! Ben ne salağım; seni ne doktorlar, ne mühendisler istedi de vermedim.

* Üzülme anneciğim,ben hepsine verdimmmmm !

Lionel Messi için ne dediler?


Erdem Kantekin (Seydi): Bizim evi alsa daha şukela olacak!

Gara gödek: Arada sırada bizden mikrofon aldığı da oluyor!

Mustafa Kemal'in askeri: Geçen Cüneyt abi anlattı, çok iyi bilek hareketleri yapıyomuş!

Bekir Acar: Ben noktayı koyduktan sonra tekrar virgülle başlamam. Noktamdan sonra büyük harflerle konuşurum. Lionel Messi işte böyle şahika bir aslan!

Tayfun Öztürk: Lionel Messi hakikaten... aaaaağğğh!

Uğur Köksal: Hem paramı veriyorum maçını izliyorum, hem de dört gol yedikten sonra üzüntüye gark oluyorum yaa!

Muhlis: Mevkisini değiştirirse daha iyi olacak!

Sibel
: Her şeyi anlıyorum da, top bu çocuktayken fotoğraf çekilmesini anlamıyorum!

5 Nisan 2010 Pazartesi

Teknik bir "ARIZA" çıktı "CANGELE"medi =)

* Maça fazlasıyla tutuk başlayan Kayserispor'da ; Makakula " ARIZA" yaptı ve Kayserispor'a yine "CANGELE"medi .

* Kayserispor, Fenerbahçe ile yaptığı son 6 resmi maçın 5'ini kaybetti.


RadarCı - Türk Telekom Tribünü

4 Nisan 2010 Pazar

....

Ali Sami Yen Stadı'nda Alex'e atılan o su bardağı ( artık şaşal ve şişe - farketmez bir damlası bile) Keita'ya gelseydi, kesin felç olurdu.

GEÇMİŞ OLSUN.

Daha önceden eşcinselliğin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğu söyleyen Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf; eşcinsel olduğu açıklayan dünyaca ünlü şarkıcı Ricky Martin'e geçmiş olsun mesajı yayınladı.
Mesajda; uygarlık çağının önemli hastalıklarından olan ibneliğin pençesine düşen değerli şarkıcı Ricky Martin'e geçmiş olsun dilekleri iletildi.

-zaten geçmiş...

28 Mart 2010 Pazar

Şok Şok Şok Fenerbahçe`nin Sami Yen`de Galip Gelmesi Yasaklandı:))


Galatasaray ile oynadığımız maçtan önce Galatasaraylıların tahrik olacağını öne sürerek taraftarlarımızın maça sarı-lacivert atkılarla gitmesini yasaklayan İl Güvenlik Kurulu, takımımızın klasikleşmiş bir skorla Galatasaray`ı mağlup etmesi üzerine acilen toplantıya girdi. Toplantı sonunda yapılan açıklamada Galatasaraylıların tahrik olup, üzülmelerini önlemek amacıyla Fenerbahçemizin bundan sonra Ali Sami Yen`de galip gelmesinin yasaklandığını açıkladı. Bundan böyle takımımız Sami Yen`de en fazla berabere kalabilecek. Bu arada İl Güvenlik Kurulu`nun Galatasaray`ın 11 yıldır sürekli mağlup olduğu Saracoğlu maçları için nasıl bir çözüm getiriceği merakla bekleniyor.

ANTU

UZMAN GÖRÜŞÜ

İddaa uzmanı Gerdan Bey- Boğaç Han ve Haranşuriden Galatasaray - Fenerbahçe son dakika tüyoları.

Gerdan Bey: Fener yener. Gol sayısı 4-6 olur.
Boğaz Han: Galatasaray'dan gol ya da goller bekliyorum. Emre de yok zaten. Üst seçeneği de ağır basıyor.
Haranşuri: İki takım beraberliği bozamaz. Şans faktörü kimin yanında olursa belki 1-0 .

Üç iddaa yorumcumuza da teşekkür ediyoruz.

EL BOSPHORUS

Beklenen gül geldi, çattı. Boğaziçi Derbisi (El Bosphorus) bu akşam saat 19:00 da Ali Sami Yen Stadı'nda. Maçı Digiturk veriyor, ancak bir çok sitede kaçak izleyebilirsiniz. Tabi şimdiden arayışlara başlamanız lazım.
Fenerbahçe, geride kalan 363 maçtan 137'sini kazanırken, Galatasaray bu süre içinde 116 kez galip geldi. Takımlar 110 maçta ise eşitliği bozamadı. (Alt bitmeye de aday bir maç.) ''Sarı Kanaryalar''ın attığı toplam 510 gole, ''Cim Bom'' 463 golle karşılık verdi.

--ÇAKARA GELİN GENÇLER!!--

Bir Zonguldak Atasözü..

Aha dimdik yokuşları, merdivenleri, kara elması, limanı ile meşhur olan Zonguldak'ın bilmediğiniz bir atasözünü öğrendim geldim.
"ÇAKARA GEL."-- Her zaman bir iyi niyet göstergesi, amacına ulaşma temennisi olarak tüm öğrenci cemaatinin ağzında bir kendine iyi bak nidasında söylenen söz. --

Ne pis havası varmış arkadaş. Kurum yağıyor diyorlar bi de.

27 Mart 2010 Cumartesi

26 Mart 2010 Cuma

Teniente geziyor da geziyor

Önce 10 günlüğüne Ceyda'ya, 2.5 günlüğüne de bana uğradı. Askerlik öncesi son gezintiler bunlar tabii...

23 Mart 2010 Salı

Kim çıkarıyo bu tamlamaları aga kim kim kim ?


Malum, bugün Geniş Aile var bizde sizin için birşeyler hazırladık.

Ozan'dan Ulvi'ye Tamlamalar ;

- Ayağını battaniyesine göre uzatan ULVİ
- 5 Dakikası 1 ULVİ
- Pilav yemekten vazgeçince kaşığının kırılmadığına şaşan ULVİ
- Güvese asıllı Hubyarlı futbolcu ULVİ
- Mola yerinde tuvalete gittiğinde küçük suya'da para alıyormusun diye soran ULVi
- Hakkullah vergi rekortmeni ULVİ
- Burnunu kulağını peklemeyen şerbetçi ULVİ
- Sahibinden hasarlı 2. el ULVİ
- Sınavda boş kağıt verdikten sonra ortalarda 100 bekliyorum diye dolaşan ULVİ
- Leblebiyi kavuran dumanını savuran Çorumlu ULVİ
- Her yöne 1000 ULVİ
- Yetenek Sizsiniz'e katılıp yeteneksiz olduğunu kanıtlayan ULVİ
- Anlamca kaynaşmış birleşik fiil ULVİ
- Radar'a yakalanan RadarCı ULVİ


Ozan KELLECİ - Geniş Aile Boyacıköy

BLADE'im senin için aglarmıydım ?


20 Mart 2010 Cumartesi

Büyük bir kavganın eşiğinden nasıl dönüldü?


Geçtiğimiz hafta Pazar günü akşam gezmesine çıkan bir grup arkadaş, kanlı bir kavganın eşiğinden döndü.

Öncelikle görmüş olduğunuz fotoğrafta kim kimdir, onu açıklayalım:

İlk sıradan soldaki sarışın Firuz Erol; onun arkasındaki, ellerini birbirine kenetlemiş olan şahıs Uğur Köksal; onun yanında elini Köksal'ın omzuna atmış olan şahıs ünlü stratejist Bekir Acar; onun yanındaki kızcağız Sennur Ertürk ve onun bir yanındaki de Elekçi Kızlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin çiçeği burnunda başkanı Cansu Soylu.

Bu fotoğrafta yüzlere yansıyan gerilimin sebebi şu:

Bekir Acar'ın sarıldığı Sennur Ertürk'ün yavuklusu, soldaki Uğur Köksal oluyor. Köksal, fotoğrafa öyle bir bakış atıyor ki, "Hele bi flaş patlasın, ondan sonra kıyamet kopacak" der gibi aynen! Tebessüm içinde elini Köksal'ın omzuna atan Acar ise henüz olayın farkında değil.

Peki o gece tatsız bir hadise cereyan etti mi?

Ellerini sıkıca birbirine kenetleyen Köksal, bir süre sonra tavrının yanlış olduğunu fark etti ve duruldu. Zira Acar ve Ertürk kardeş gibilerdi. Gece bir tatsızlık yaşanmadan Eyvah Eyvah filmine gidilerek sona erdi.

18 Mart 2010 Perşembe

Aşk'ın tanımını yaptık! Buyrun yiyin...

Yakışıklı, alımlı bir genç sokakta yürüyordu. Arkasında güzel mi güzel taş mı taş bir kız yaklaştı ve gence ;
- "Seni coook seviyorum, ne olur bana karşılık ver" dedi.

Genç ise ;
- "Benden sana yar olmaz. Bak arkamdan ağabeyim geliyor, o daha yakışıklı hem o seni mutlu eder" dedi.

Kız arkasını dönüp baktığında çirkin mi çirkin bir yiğido geliyordu.

" Amaaa... Ben seni istiyorum " dedi genç kız.

Genç, hemen kıza cevabını kısa ve öz şu şekilde verdi ;
- " Eğer gerçekten beni sevseydin, dönüp arkana bakmazdın. "

**Biz buna halk arasında "Aşk'ın tanımı" diyoruz.

RadarCı - Aşkların Şehri Paris

17 Mart 2010 Çarşamba

Ünlü stratejist Bekir Acar, HT Magazin okurken yakalandı

Radarcı Facebook sayfası çığ gibi büyüyor

Tıkla

~ Attımm atttımm vallahi attımmmm yawww ~

İşte 25 Ekim 2009 tarihinde oynanan Fenerbahçe'nin 6alatasaray'ı 3-0 gibi bir skorla hezimete uğrattığı maçtan coook ilginç dialoglar ;

Leo Franco : Selamunaleyküm Güiza.
Dani Güiza : Aleyküm selam gardaşşş.
Leo Franco : N'aptın sen yaaaa?
Dani Güiza : Problem nedir gardaşşş?
Leo Franco : Ulan daha ne olacak, ıskaladın ıskaladın geldin ok'u bana sapladın a.q.
Dani Güiza : Lann(!) Leo Franco-duğumun çocuğu, sizin defans Mecnun gibi dolanıyordu, ben de Leyla'ya iş attım o da gol oldu. Şans işte.
Leo Franco : Oldu mu şimdi bu laf bu (İvedik edasıyla)? Sen kimin talibisin Güizaa yaa?
Dani Güiza : Manc-hester United Talipler Birliği :)

...şeklinde bir hayli ilginç diyaloglarla gülüşerek soyunma odasının yolunu tuttular.

RadarCı - Saraçhane

GÜNÜN ŞEHRİ: İZMİR...


1 haftadır yapmış olduğum araştırmalar ve görüşmelerde; ikinci bir Rusya havası olduğu söyleyebileceğimiz bu gavur(!) şehirde, yakışıklı olmamasına rağmen çok güzel kızlarla gezen erkekler inanılmaz dikkatinizi çekebilir. Her kızın güzel olduğu tabii ki bir yalan ama kızlar hoş, değişik, Türk erkeğinin gözüne ve başka uzuvlarına hitap eden bu kızların yakışıklı tercih yapabilme şansı neredeyse hiç yok. Böyle dikkatinizi yoğunlaştıracağınız bir gezi sizi rahatlatabilir.
Ayrıca Konak, Alsancak ve Bornova da gezebilir; iki çay kahve içilip, gelip geçenleri süzebilirsiniz. Karşıyaka'da Göztepe formasıyla veya Göztepe'de Karşıyaka formasıyla gezmek ise sizin hayatınızda yaşayamayacağınız heyecanlar tattırabilir.

Radarcı İzmir Eksperi..

* Bir süredir bu araştırmalar üzerinde yoğunlaşmamdan dolayı aranızda bulunamadım. Don't worry.

15 Mart 2010 Pazartesi

Beyler / bayanlar Ezel'le ilgili pek bilinmeyenleri açıklamaya devam ediyoruz:

Son bölümde Ezel'in, Dayı'nın ve Tefo'nun buluştuğu boğaz manzaralı park Cihangir'dedir. Bundan önceki bölümlerde de Ezel, Cengiz, Eyşan ve Ali birkaç kez aynı parkta buluşmuşlardı. Park'ın hemen aşağısı nargile kafeleriyle ünlü Tophane'dir.

İkinci olarak; yine son bölümde Cengiz'in ve Azad'ın buluştuğu ve Azad'ın suikaste kurban gitmeye ramak kaldığı mekanın adı Lokal'dir, Beyoğlu Tünel'de yer almaktadır.

Dayı'nın "Bu evi sadece ben biliyorum" dediği yeşillikler içindeki malikane ise Polonezköy'dedir.

Yine bu bölümde konuk oyuncu olarak yer alan, şu anda ismini hatırlayamadığım ameliyatı yapan doktoru seslendiren kişi Mahir İpek'tir.

Tebessüm budur:

13 Mart 2010 Cumartesi

Batman Belediye, Evren Koyun'u renklerine bağladı!


Göztepe'nin 25 yaşındaki deneyimli kalecisi Evren Koyun, kendisini iki yıllığına Batman Belediyespor'lu yapan sözleşmeye dün düzenlenen bir törenle imza attı. Batman Şehir Stadı'nda düzenlenen törene binlerce taraftar akın etti. Törenin ardından, yüzde yüz ipekten oluşan takım formasını öpüp başına koyan Koyun, "Artık tüm kurtarışlarımı Batman Belediye için yapacağım. Çok az gol yiyeceğim ve o goller de hep jeneriklik goller olacak" şeklinde açıklamada bulundu. Ayrıca Batman'ı çok iyi bir şehir olarak bulduğunu ifade eden genç kaleci, "Boş zamanlarımda Karl Marx okuyacağım" diyerek sözlerini noktaladı.

~ Sık Bakalımmmm ~

Sık bakalımm Sık Bakalımm Biber Gazı Sık Bakalımm
Kaskını Çıkar Copunu Bırak Delikanlı Kim Bakalımmm (!)