Mustafa Topaloğlu yeni kliple Amerikada ilk sıraya yükseldi..
Wel kam tu prezidesi Hello Obama Hoşgeldin Başkanlığa diyerek önce Obamanın daha sonra da halkın beğenisini kazanan Topaloğlu Türkiye'den sonra USA'da da büyük ilgi uyandırdı.. :p (deneme)
11 Aralık 2010 Cumartesi
9 Kasım 2010 Salı
29 Nisan 2010 Perşembe
Ermenistan Provokasyona Doymuyor: Şimdi de İstiklâl Marşımızı Çok Kötü Söylediler!
.jpg)
Geçtiğimiz haftasonu Erivan ve İstanbul'da karşılıklı olarak gerçekleştirilen bayrak yakma eylemlerinin hedeflenen sonuca ulaşamaması üzerine Ermenistan cephesi oyunu bir sonraki aşamaya taşıdı. Bu sabah Erivan'daki Hanrapetutyan (Özgürlük) Meydanı'nda toplanan 2000 kadar göstericinin İstiklal marşımızı koro halinde, oldukça kötü bir şekilde ve deforme ederek söylemesi tüm yurtta tepkiyle karşılanırken, misilleme için gözler Ankara'ya çevrildi.
Her sene Erivan'da gerçekleştirilen 1915 Sözde Ermeni Soykırımı Anma Törenlerinin bu sene Türk bayrağının yakılmasına sahne olmasının ardından, 25 Nisan'da Taksim Meydanı'nda Ermeni bayrağı yakılmıştı. Halkın bu tepkisini ve duyarlılığını görmezden gelen ve provokatif eylemlerini sürdüren Taşnaklar, bu defa da İstiklal Marşımızı deforme ederek söyleme eylemi yaptılar.
Tanınmaz hale getirdiler
Taşnak partisi ileri gelenlerinden Harut Saksonyan, İstiklal Marşımızın detone seslerle ve iyice deforme edilerek, kahkahalar arasında okunduğu eylemin ardından yaptığı açıklamada, marşta zaten prozodi hatası olduğu için deforme etmekte fazla zorlanmadıklarını belirtirken, "Bestesi itibariyle doğru okunması zaten çok mümkün görünmüyordu, biz sadece 'larda yüzen alsancak' gibi bazı kısımların iyice üzerine basa basa söyledik o kadar, bir de üzerine biz Ermenilerin komik Türkçe telaffuzları eklenince gerisi kendiliğinden geliverdi." sözleriyle bir milletin saygısızlıkta ne kadar ileri gidebileceğini ortaya koydu. Marşı ağırlıklı olarak küçük kız çocuklarından oluşan bir koroya okuttuklarını da ifade eden Saksonyan, "Böylece ortaya gerçekten berbat bir ses çıkmasını da garantiye aldık" şeklinde konuştu.
Dışişleri'nden sert tepki
Olayın duyulmasının ardından sabahın erken saatlerinde toplanan Dışişleri Bakanlığı'nda ise tepki ve kararlılık vardı. Toplantı sonrası basının sorularını yanıtlayan Bakanlık Sözcüsü Ersin Özbükey, Ermenistan'a nota verilmesi yönünde çalışmaların başlatıldığını açıkladı ve "Zaten dilleri dönmüyor Türkçeye, en iyi bilen bicici bücücü konuşuyor, bir de iyice afedersiniz ağızlarını büze büze söylemişler. 'Körkme sönmez bü şefek' gibi, gerçekten burada tekrarlamak istemediğim bazı ifadeler kullanılmış" sözleriyle skandalın boyutlarını gözler önüne serdi.
Serdar Ortaç'a milli görev
Yurt sathında infial yaratan çirkin eyleme karşı en hızlı ve etkili şekilde tepki vermeye kararlı olan Dışişleri'nin, yeni bir Ermenistan Ulusal Marşı bestelemesi için anlaştığı Serdar Ortaç ise, stüdyoya girmeden önce düzenlediği basın toplantısında böyle bir görev için düşünülmesinin çok onur verici olduğunu belirtti. Başarılı sanatçı, "Bugün girdiğim şu stüdyodan bu iş bitmeden çıkmayacağım, topu topu yedi notayla neler yapılabileceğini bütün dünya görecek!" sözleriyle bu ulusal davadaki kararlığını ortaya koydu. Ortaç tarafından yazılacak olan yeni Ermenistan marşının diplomatik anlamda bir sonuç getirmese bile önümüzdeki yaza damgasını vurmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Zaytung
SON DAKKA!
-> Fenerbahçe Maçının Tekrarını İsteyen Beşiktaş Yönetimine Federasyon'dan Olumlu Yanıt: "Sizin için Lig TV'den tekrar yayınlatacağız."
-> Etiler'deki Kumarhane Baskınında Gözler Mustafa Topaloğlu'nu Aradı...
-> Ağrı'da Bulunan Nuh'un Gemisinin Güvertesindeki "Bel Fıtığı - 05352691628" Yazısı, Kafalarda Soru İşareti Yarattı...
-> Meteoroloji Genel Müdürlüğü : Serdar Ortaç'ın Albümü Çıkmadan "Havalar Tamamen Isındı" Diyemeyiz...
-> Yasama Üzerindeki Yargı Baskısı Kalkıyor, Yeni Anayasa Taslağını Özel Bir Hukuk Bürosu Yazacak...
-> Demet Akalın'ın Yeni Single Çıkaracağı Haberi, Bir Yıldır Aynı Kişisel İletiyi Kullanan Genç Kızlar Arasında Heyecan Yarattı...
-> Çekilen Son Üç Türk Filminde de Güven Kıraç'ı Göremeyen Sevenlerinin Kaygılı Bekleyişi Sürüyor...
-> Avea'nın 5000 SMS Paketi Kampanyasını Bitirmesiyle Birlikte Yurt Çapında 3652 Long Distance Relationship Sona Erdi...
-> 23 Nisan Nedeniyle Bir Günlüğüne Oturduğu Bakanlık Koltuğunda Bir Vatandaştan Yumruk Yiyen 8 Yaşındaki Çocuğun Sağlık Durumu Ciddiyetini Koruyor...
-> Bedelli Askerlik Uygulamasının Gündeme Gelmesiyle Bıçak Gibi Kesilen Doktora Başvuruları TÜBİTAK ve YÖK'te Paniğe Yol Açtı...
-> AB'den Sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Boş Vakitlerinde Diğer Bakanlıklara Yardımcı Olduğunu Belirterek Kendini Savundu...
-> Genelkurmay, Bedelli Askerlik Tartışmalarına Son Noktayı Koydu: "Ehehe"...
Zaytung
-> Etiler'deki Kumarhane Baskınında Gözler Mustafa Topaloğlu'nu Aradı...
-> Ağrı'da Bulunan Nuh'un Gemisinin Güvertesindeki "Bel Fıtığı - 05352691628" Yazısı, Kafalarda Soru İşareti Yarattı...
-> Meteoroloji Genel Müdürlüğü : Serdar Ortaç'ın Albümü Çıkmadan "Havalar Tamamen Isındı" Diyemeyiz...
-> Yasama Üzerindeki Yargı Baskısı Kalkıyor, Yeni Anayasa Taslağını Özel Bir Hukuk Bürosu Yazacak...
-> Demet Akalın'ın Yeni Single Çıkaracağı Haberi, Bir Yıldır Aynı Kişisel İletiyi Kullanan Genç Kızlar Arasında Heyecan Yarattı...
-> Çekilen Son Üç Türk Filminde de Güven Kıraç'ı Göremeyen Sevenlerinin Kaygılı Bekleyişi Sürüyor...
-> Avea'nın 5000 SMS Paketi Kampanyasını Bitirmesiyle Birlikte Yurt Çapında 3652 Long Distance Relationship Sona Erdi...
-> 23 Nisan Nedeniyle Bir Günlüğüne Oturduğu Bakanlık Koltuğunda Bir Vatandaştan Yumruk Yiyen 8 Yaşındaki Çocuğun Sağlık Durumu Ciddiyetini Koruyor...
-> Bedelli Askerlik Uygulamasının Gündeme Gelmesiyle Bıçak Gibi Kesilen Doktora Başvuruları TÜBİTAK ve YÖK'te Paniğe Yol Açtı...
-> AB'den Sorumlu Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Boş Vakitlerinde Diğer Bakanlıklara Yardımcı Olduğunu Belirterek Kendini Savundu...
-> Genelkurmay, Bedelli Askerlik Tartışmalarına Son Noktayı Koydu: "Ehehe"...
Zaytung
Türkiye'nin İlk Cinsellik Sempozyumunda, "Cinsel Bir Yaşam Mümkün Mü" Sorusuna Yanıt Arandı

Bir süredir gerçekleştirilmesi beklenen "Cinsellik: İlişki ve Seks Kültürünün Yaşam Kalitesine Etkisi" isimli sempozyum, dün akşam İstanbul Çırağan Otel'de yapıldı. Beş saat süren sempozyumda, Türkiye genelinde sıkça karşılaşılan cinsel sorunlar ve bu sorunların bireyler üzerindeki etkileri tartışılırken, cinsel hayatın uzak bir hayal olmadığının altı çizildi.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan ünlü cinsellik uzmanı ve terapist Doç. Dr. Ersin Özbükey, son günlerde yaşanan çoluk çocuk demeden toplu tecavüz olaylarını ülkemizdeki sağlıklı cinsel yaşamın eksikliğine bağlayarak, "Toplumumuzun nesillerdir içinden çıkamadığı problemleri ve bu konuda kafalarda oluşan 'cinsellik nedir', 'sağlıklı bir cinsel yaşam için neler gerekir' ve 'gerçek hayatta seks yapan insanlar var mı' gibi bazı soruları aydınlığa kavuşturabilmeyi umuyoruz" sözleriyle toplantının ana hatlarını çizdi.
"Yapan nasıl yapıyor?"
Toplumumuzun cinselliğe olan çekingen yaklaşımının, bugün yaşanan problemlerin temel sebeplerinden biri olduğunu ifade eden Özbükey, "Yabancı sinemalarda seyrediyoruz, cinsellik istenirse nasıl da yaşanabiliyor. Filmde oynayan herkes iyi kötü bu işin ucundan tutmaya gayret gösteriyor. Hiçbir şey yapamayanın en azından dudaktan veyahut dil marifetiyle, bu 'French' denen usulde öpüştüğünü görüyoruz. Demek ki bir şekilde o ülkede bu tarz şeyler olabiliyor. Yoksa adamlar tutup da olmayan şeyi filme koyacak değiller" sözleriyle Batı ülkelerinin bu konuda katetmiş olduğu aşamaya dikkat çekti.
"Bizzat öpüşen gençler var"
2008'in Temmuz ayında Antalya'da izlediği uluslararası bir kongrede söz alan Hollandalı bir katılımcıdan, cinselliğin normal şartlar altında 13-14 yaşlarında başladığını öğrendiğini belirten Özbükey, "Öyle bir ortamda bunu konuşmacıya sormak biraz da ayıp kaçacağından, Almanya'da yaşayan bir akrabamızı telefonla aradım. Kendisinin bana söylediğine göre 10-11 gibi çocuk denecek bir yaştan itibaren bilfiil öpüşmeye başlayan, ergenliği az geçtikten sonra da tam anlamıyla cinsellik yaşayan gençler varmış. Büyük de konuşmamak lazım, günahı boyunlarına ama bunlar çok büyük ihtimalle gerçekten olan şeyler" şeklinde konuştu.
"Ülkemizin potansiyeli muazzam"
Konuşmaları ara ara kıkırtılarla kesilen Özbükey, cinselliğin gerçekte ne olduğuna dair bir soruyu "İki bedenin birbiri ile kusursuz dansı, eşsiz uyumu gibi tanımlar yapılıyor. Yani bilemiyorsun, tam olarak orada emin olamıyorsun. Ama diyeceğim o ki, bu işler bir şekilde oluyor. Olmayacak şey değil. Artık bu 'Bizde olmaz' kafasından kurtulmamız lazım. Olur, bizde de gayet güzel olur" şeklinde yanıtlarken, "Bir defa hepimizin burada bir araya gelebilmiş olması bile buna en büyük kanıttır. Çünkü çok afedersiniz annelerimiz, babalarımız...Yani tam o şekilde olmasa bile, bir şekilde...Tabii hoş değil onları böyle düşünmek fakat...Hay Allah ya nasıl girdik bu konuya eheh" sözleri salonda buz gibi bir havanın esmesine yol açtı.
Özbükey, konuşmasına "Neyse artık sürtünerek, mürtünerek bizim de bir yerden başlamamız...Arka sıra! Arkadaşım, neden gülüyorsunuz? Komik bir şey mi anlatıyoruz?" sözleriyle son verirken, sempozyumun geri kalan 4.5 saatlik bölümünde, Aşk-ı Memnu dizisindeki öpüşme sahnelerinin geleneksel Türk aile yapısına verdiği zararlar bütün boyutlarıyla masaya yatırıldı.
Zaytung
24 Nisan 2010 Cumartesi
SekizTaŞk'ım !
22 Nisan 2010 Perşembe
12 Nisan 2010 Pazartesi
9 Nisan 2010 Cuma
Çeeeek Allah Çektirmesin !

- Seni ne çok sevdiğimi bir bilsen, boş zamanlarımda tüketiyorum EFES PİLSEN !
Ozan KELLECİ - RadarCı Nevizade Geceleri
8 Nisan 2010 Perşembe
Ah kızım ah !
Lionel Messi için ne dediler?

Erdem Kantekin (Seydi): Bizim evi alsa daha şukela olacak!
Gara gödek: Arada sırada bizden mikrofon aldığı da oluyor!
Mustafa Kemal'in askeri: Geçen Cüneyt abi anlattı, çok iyi bilek hareketleri yapıyomuş!
Bekir Acar: Ben noktayı koyduktan sonra tekrar virgülle başlamam. Noktamdan sonra büyük harflerle konuşurum. Lionel Messi işte böyle şahika bir aslan!
Tayfun Öztürk: Lionel Messi hakikaten... aaaaağğğh!
Uğur Köksal: Hem paramı veriyorum maçını izliyorum, hem de dört gol yedikten sonra üzüntüye gark oluyorum yaa!
Muhlis: Mevkisini değiştirirse daha iyi olacak!
Sibel: Her şeyi anlıyorum da, top bu çocuktayken fotoğraf çekilmesini anlamıyorum!
5 Nisan 2010 Pazartesi
Teknik bir "ARIZA" çıktı "CANGELE"medi =)
4 Nisan 2010 Pazar
....
GEÇMİŞ OLSUN.
Mesajda; uygarlık çağının önemli hastalıklarından olan ibneliğin pençesine düşen değerli şarkıcı Ricky Martin'e geçmiş olsun dilekleri iletildi.
-zaten geçmiş...
2 Nisan 2010 Cuma
28 Mart 2010 Pazar
Şok Şok Şok Fenerbahçe`nin Sami Yen`de Galip Gelmesi Yasaklandı:))

Galatasaray ile oynadığımız maçtan önce Galatasaraylıların tahrik olacağını öne sürerek taraftarlarımızın maça sarı-lacivert atkılarla gitmesini yasaklayan İl Güvenlik Kurulu, takımımızın klasikleşmiş bir skorla Galatasaray`ı mağlup etmesi üzerine acilen toplantıya girdi. Toplantı sonunda yapılan açıklamada Galatasaraylıların tahrik olup, üzülmelerini önlemek amacıyla Fenerbahçemizin bundan sonra Ali Sami Yen`de galip gelmesinin yasaklandığını açıkladı. Bundan böyle takımımız Sami Yen`de en fazla berabere kalabilecek. Bu arada İl Güvenlik Kurulu`nun Galatasaray`ın 11 yıldır sürekli mağlup olduğu Saracoğlu maçları için nasıl bir çözüm getiriceği merakla bekleniyor.
ANTU
UZMAN GÖRÜŞÜ

Gerdan Bey: Fener yener. Gol sayısı 4-6 olur.
Boğaz Han: Galatasaray'dan gol ya da goller bekliyorum. Emre de yok zaten. Üst seçeneği de ağır basıyor.
Haranşuri: İki takım beraberliği bozamaz. Şans faktörü kimin yanında olursa belki 1-0 .
Üç iddaa yorumcumuza da teşekkür ediyoruz.
EL BOSPHORUS

Fenerbahçe, geride kalan 363 maçtan 137'sini kazanırken, Galatasaray bu süre içinde 116 kez galip geldi. Takımlar 110 maçta ise eşitliği bozamadı. (Alt bitmeye de aday bir maç.) ''Sarı Kanaryalar''ın attığı toplam 510 gole, ''Cim Bom'' 463 golle karşılık verdi.
--ÇAKARA GELİN GENÇLER!!--
Bir Zonguldak Atasözü..

"ÇAKARA GEL."-- Her zaman bir iyi niyet göstergesi, amacına ulaşma temennisi olarak tüm öğrenci cemaatinin ağzında bir kendine iyi bak nidasında söylenen söz. --
Ne pis havası varmış arkadaş. Kurum yağıyor diyorlar bi de.
27 Mart 2010 Cumartesi
26 Mart 2010 Cuma
Teniente geziyor da geziyor
Önce 10 günlüğüne Ceyda'ya, 2.5 günlüğüne de bana uğradı. Askerlik öncesi son gezintiler bunlar tabii...
23 Mart 2010 Salı
Kim çıkarıyo bu tamlamaları aga kim kim kim ?

Malum, bugün Geniş Aile var bizde sizin için birşeyler hazırladık.
Ozan'dan Ulvi'ye Tamlamalar ;
- Ayağını battaniyesine göre uzatan ULVİ
- 5 Dakikası 1 ULVİ
- Pilav yemekten vazgeçince kaşığının kırılmadığına şaşan ULVİ
- Güvese asıllı Hubyarlı futbolcu ULVİ
- Mola yerinde tuvalete gittiğinde küçük suya'da para alıyormusun diye soran ULVi
- Hakkullah vergi rekortmeni ULVİ
- Burnunu kulağını peklemeyen şerbetçi ULVİ
- Sahibinden hasarlı 2. el ULVİ
- Sınavda boş kağıt verdikten sonra ortalarda 100 bekliyorum diye dolaşan ULVİ
- Leblebiyi kavuran dumanını savuran Çorumlu ULVİ
- Her yöne 1000 ULVİ
- Yetenek Sizsiniz'e katılıp yeteneksiz olduğunu kanıtlayan ULVİ
- Anlamca kaynaşmış birleşik fiil ULVİ
- Radar'a yakalanan RadarCı ULVİ
Ozan KELLECİ - Geniş Aile Boyacıköy
Ozan'dan Ulvi'ye Tamlamalar ;
- Ayağını battaniyesine göre uzatan ULVİ
- 5 Dakikası 1 ULVİ
- Pilav yemekten vazgeçince kaşığının kırılmadığına şaşan ULVİ
- Güvese asıllı Hubyarlı futbolcu ULVİ
- Mola yerinde tuvalete gittiğinde küçük suya'da para alıyormusun diye soran ULVi
- Hakkullah vergi rekortmeni ULVİ
- Burnunu kulağını peklemeyen şerbetçi ULVİ
- Sahibinden hasarlı 2. el ULVİ
- Sınavda boş kağıt verdikten sonra ortalarda 100 bekliyorum diye dolaşan ULVİ
- Leblebiyi kavuran dumanını savuran Çorumlu ULVİ
- Her yöne 1000 ULVİ
- Yetenek Sizsiniz'e katılıp yeteneksiz olduğunu kanıtlayan ULVİ
- Anlamca kaynaşmış birleşik fiil ULVİ
- Radar'a yakalanan RadarCı ULVİ
Ozan KELLECİ - Geniş Aile Boyacıköy
20 Mart 2010 Cumartesi
Büyük bir kavganın eşiğinden nasıl dönüldü?

Geçtiğimiz hafta Pazar günü akşam gezmesine çıkan bir grup arkadaş, kanlı bir kavganın eşiğinden döndü.
Öncelikle görmüş olduğunuz fotoğrafta kim kimdir, onu açıklayalım:
İlk sıradan soldaki sarışın Firuz Erol; onun arkasındaki, ellerini birbirine kenetlemiş olan şahıs Uğur Köksal; onun yanında elini Köksal'ın omzuna atmış olan şahıs ünlü stratejist Bekir Acar; onun yanındaki kızcağız Sennur Ertürk ve onun bir yanındaki de Elekçi Kızlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin çiçeği burnunda başkanı Cansu Soylu.
Bu fotoğrafta yüzlere yansıyan gerilimin sebebi şu:
Bekir Acar'ın sarıldığı Sennur Ertürk'ün yavuklusu, soldaki Uğur Köksal oluyor. Köksal, fotoğrafa öyle bir bakış atıyor ki, "Hele bi flaş patlasın, ondan sonra kıyamet kopacak" der gibi aynen! Tebessüm içinde elini Köksal'ın omzuna atan Acar ise henüz olayın farkında değil.
Peki o gece tatsız bir hadise cereyan etti mi?
Ellerini sıkıca birbirine kenetleyen Köksal, bir süre sonra tavrının yanlış olduğunu fark etti ve duruldu. Zira Acar ve Ertürk kardeş gibilerdi. Gece bir tatsızlık yaşanmadan Eyvah Eyvah filmine gidilerek sona erdi.
18 Mart 2010 Perşembe
Aşk'ın tanımını yaptık! Buyrun yiyin...

- "Seni coook seviyorum, ne olur bana karşılık ver" dedi.
Genç ise ;
- "Benden sana yar olmaz. Bak arkamdan ağabeyim geliyor, o daha yakışıklı hem o seni mutlu eder" dedi.
Kız arkasını dönüp baktığında çirkin mi çirkin bir yiğido geliyordu.
" Amaaa... Ben seni istiyorum " dedi genç kız.
Genç, hemen kıza cevabını kısa ve öz şu şekilde verdi ;
- " Eğer gerçekten beni sevseydin, dönüp arkana bakmazdın. "
**Biz buna halk arasında "Aşk'ın tanımı" diyoruz.
RadarCı - Aşkların Şehri Paris
17 Mart 2010 Çarşamba
~ Attımm atttımm vallahi attımmmm yawww ~

Leo Franco : Selamunaleyküm Güiza.
Dani Güiza : Aleyküm selam gardaşşş.
Leo Franco : N'aptın sen yaaaa?
Dani Güiza : Problem nedir gardaşşş?
Leo Franco : Ulan daha ne olacak, ıskaladın ıskaladın geldin ok'u bana sapladın a.q.
Dani Güiza : Lann(!) Leo Franco-duğumun çocuğu, sizin defans Mecnun gibi dolanıyordu, ben de Leyla'ya iş attım o da gol oldu. Şans işte.
Leo Franco : Oldu mu şimdi bu laf bu (İvedik edasıyla)? Sen kimin talibisin Güizaa yaa?
Dani Güiza : Manc-hester United Talipler Birliği :)
...şeklinde bir hayli ilginç diyaloglarla gülüşerek soyunma odasının yolunu tuttular.
RadarCı - Saraçhane
GÜNÜN ŞEHRİ: İZMİR...

1 haftadır yapmış olduğum araştırmalar ve görüşmelerde; ikinci bir Rusya havası olduğu söyleyebileceğimiz bu gavur(!) şehirde, yakışıklı olmamasına rağmen çok güzel kızlarla gezen erkekler inanılmaz dikkatinizi çekebilir. Her kızın güzel olduğu tabii ki bir yalan ama kızlar hoş, değişik, Türk erkeğinin gözüne ve başka uzuvlarına hitap eden bu kızların yakışıklı tercih yapabilme şansı neredeyse hiç yok. Böyle dikkatinizi yoğunlaştıracağınız bir gezi sizi rahatlatabilir.
Ayrıca Konak, Alsancak ve Bornova da gezebilir; iki çay kahve içilip, gelip geçenleri süzebilirsiniz. Karşıyaka'da Göztepe formasıyla veya Göztepe'de Karşıyaka formasıyla gezmek ise sizin hayatınızda yaşayamayacağınız heyecanlar tattırabilir.
Radarcı İzmir Eksperi..
* Bir süredir bu araştırmalar üzerinde yoğunlaşmamdan dolayı aranızda bulunamadım. Don't worry.
15 Mart 2010 Pazartesi
Beyler / bayanlar Ezel'le ilgili pek bilinmeyenleri açıklamaya devam ediyoruz:
Son bölümde Ezel'in, Dayı'nın ve Tefo'nun buluştuğu boğaz manzaralı park Cihangir'dedir. Bundan önceki bölümlerde de Ezel, Cengiz, Eyşan ve Ali birkaç kez aynı parkta buluşmuşlardı. Park'ın hemen aşağısı nargile kafeleriyle ünlü Tophane'dir.
İkinci olarak; yine son bölümde Cengiz'in ve Azad'ın buluştuğu ve Azad'ın suikaste kurban gitmeye ramak kaldığı mekanın adı Lokal'dir, Beyoğlu Tünel'de yer almaktadır.
Dayı'nın "Bu evi sadece ben biliyorum" dediği yeşillikler içindeki malikane ise Polonezköy'dedir.
Yine bu bölümde konuk oyuncu olarak yer alan, şu anda ismini hatırlayamadığım ameliyatı yapan doktoru seslendiren kişi Mahir İpek'tir.
İkinci olarak; yine son bölümde Cengiz'in ve Azad'ın buluştuğu ve Azad'ın suikaste kurban gitmeye ramak kaldığı mekanın adı Lokal'dir, Beyoğlu Tünel'de yer almaktadır.
Dayı'nın "Bu evi sadece ben biliyorum" dediği yeşillikler içindeki malikane ise Polonezköy'dedir.
Yine bu bölümde konuk oyuncu olarak yer alan, şu anda ismini hatırlayamadığım ameliyatı yapan doktoru seslendiren kişi Mahir İpek'tir.
14 Mart 2010 Pazar
13 Mart 2010 Cumartesi
Batman Belediye, Evren Koyun'u renklerine bağladı!

Göztepe'nin 25 yaşındaki deneyimli kalecisi Evren Koyun, kendisini iki yıllığına Batman Belediyespor'lu yapan sözleşmeye dün düzenlenen bir törenle imza attı. Batman Şehir Stadı'nda düzenlenen törene binlerce taraftar akın etti. Törenin ardından, yüzde yüz ipekten oluşan takım formasını öpüp başına koyan Koyun, "Artık tüm kurtarışlarımı Batman Belediye için yapacağım. Çok az gol yiyeceğim ve o goller de hep jeneriklik goller olacak" şeklinde açıklamada bulundu. Ayrıca Batman'ı çok iyi bir şehir olarak bulduğunu ifade eden genç kaleci, "Boş zamanlarımda Karl Marx okuyacağım" diyerek sözlerini noktaladı.
~ Sık Bakalımmmm ~
11 Mart 2010 Perşembe
Kerem ağabeyin son durumu
Bekir Acar, Ezel'in final bölümünü öngörüyor! İşte o öngörü:

Bıçak yaralarının acısıyla yerde kalan Ömer sorar kendine "Neden" diye... Olmasını istediği dünyayı düşünür, yapmak istediği şeyleri ve cevap bulmaya çalışır sorularına.
Arka fonda Zülfü Livaneli'den 'sus söyleme' çalmaktadır.
Sedyeyle hastaneye kaldırılır ezik kahramanınız ve hastanede son ziyaretçilerini tahmin edebilirsiniz herhalde...
Ve kız söyler ona onu sevdiğini ve Ömer inanır, mutlu şekilde göçer bu dünyadan; çünkü ona bu kadarı bile yetmiştir ve bundan sora dayı sazı eline alır, başlar özlü sözlerine etkileyici sesiyle...
Yani anlayacagınız, Ömer 2002'de ölmüştür aslında.
Ezel'in asıl kahramanı, görünür senaristlerinden Kerem Deren yoğun bakımda!
Sevgili dostlar, dizimizin 'ismi görünür' senaristlerinden Kerem abi dün gece beyin kanaması geçirdiği teşhisiyle Alman Hastanesi'ne kaldırılmış durumda. Ağabeyimize acil şifalar diliyoruz, dua edelim.
Herkesten önce gelin siz izleyin Ezel'in 21. bölüm fragmanını
http://www.youtube.com/ezel#p/u/3/EBvrhN69tZw
10 Mart 2010 Çarşamba
Dikkat! Ezel'in şifrelerini çözüyoruz!

Merhabaleyin değerli izleyenler! Bir Ezel bölümü sonrası yine sizlerle beraberinko.
Pazartesi günü hatmettiğimiz 20. bölüm yine bünyelerimize ilaç gibi geldi.
Bu bölümün en önemli olaylarından biri şu oldu kanımca; her bölüm piç olmasına alıştığımız Ali bu bölümde öyle alengirli bir göt olma durumu yaşamadı. Onun boşluğunu Ezel doldurdu bu hafta. Ramiz Dayı, Ezel'i göt oğlanına çevirdi desek yeridir.
Nasıl mı? Anlatalım...
Şimdi efendim evvela şunu zihinlerinize şırıngayla gark edelim; bu bölüm Ramiz Dayı'nın; Ezel'i, onun sadakatini, durduğu yeri sınadığı bir bölümdü. Ve Ezel'in de affedersiniz şamar oğlanına evrildiği bir bölüm izledik bu sayede.
Sona sakladığımız cümlemizi çeyizinden çıkarıp ilk sıradan veriyoruz hemencecik:
Her şey Dayı'nın oyunuydu...
Bir soru indirelim gökten:
Bu bölümde kendisini gösteren Kandıralı, Dayı'nın düşmanı mı gerçekten?
Hayır.
Kim bu Kandıralı?
Dayı'nın adamı.
Ne kadar da sade, düz ilerliyoruz değil mi?
Devam o halde...
Kandıralı da bu oyunun bir parçası. Dayı'nın düşmanı ya da ona kazık atmış, hele hele kazık atıp da hayatta kalan tek kişi falan değil. Tam aksi, Ramiz'in en sıkı müritlerinden.
Dayı'nın kurduğu büyük senaryonun önemli taşlarından biriydi bu bölümde Kandıralı. Hazırlanan mizansen o kadar gerçekçiydi ki, arkada üç yüz bin tane adam falan, at misal... Ezel de yedi bir güzel bu yemi. Kendinden geçti, dünya başına yıkıldı elemanın. Hele o arabada Dayı'nın kızı olan Azad'ın anlattığı "3 çocuğunu da kendi öldürdü" hikayesi mahvetti Ezel'i. Kendini tuzağa düşürülmüş hissetti yerli malımız.
Ama şifreleri çözüyoruz diye boşuna demedik, kafalardaki soru işaretlerini kaldırıyoruz işte:
Dayı'nın çocuklarını öldürdüğü falan yok. Tam tersi, çocukları öldürülürken eli kolu bağlıydı bu adam. Yüksek bir ihtimal herhangi bir düşmanı veya düşmanları yaptırdı bunu ve kanıtlarını da cezavine, gardiyanın gözü önünde gönderdi. Gardiyan da bu işin içinde. Dayı, efsaneliğine halel getirmemek için kendi yazdırdığı düzmece kitaplarla "Çocuklarını kendi öldürdü" dedirtiyor.
Azad o kamerayı bilerek düşürdü. Ezel'in o görüntülere ulaşmasını istiyordu çünkü ve görüntüleri gören Ezel de ufo görmüş su sığırına döndü haliyle.
Neyse, biraz geriye dönelim. Kumarhaneye gidelim mesela. Cengiz, Dayı'yı göt ettiğini sandı örneğin, nah etti! Her şey yine Dayı'nın elindeydi, tüm ipler ondaydı. Cengiz - Ali ikilisine güçsüz, çaresiz gösterdi kendini bilerek. Ondan sonracığıma metruk binaya giderken de tek adamla gitti misal. Ulan koca Ramiz kızını kurtarmaya sadece bir şoförle niye gitsin? Ha ayrıca arkasından Cengiz - Ali ikisilisinin de geleceğini zati bilmekteydi Dayımız. Plan tıkır tıkır işliyordu yani.
Ezel'i sadakat sınavına sokan Dayı, yolda giderken aradı abimizi:
+ Temiz mi?
- Temiz.
Yarrak temiz Ezel! Neyi temiz amına koyim? Kızı bulmaya gidiyorlar, bulursalar annesinin rahmine geri yollayacaklar lan!
N'oldu? Yenik düştü sınavdan. Morali alt üst olmuştu çünkü kardeşimizin, Ramiz'in kendi çocuklarını öldürdüğünü ve kendinin de bir plan dahilinde dışarıya çıkarıldığını öğrendiği ya da şöyle diyelim, "öyle öğrenmesi istendiği"ni öğrendiği için. Balatayı sıyırdı ve Ramiz de o konuşmada özellikle, "Sen benim oğlumsun" dedi dikkatinizi çektiyse. Kendi oğullarını öldüren bir adamla -ki bu kısmı doğru değil- konuştuğunu fark eden Ezel, "Temiz" dedi. Bir sınavdan daha kaldı anlayacağınız.
He bakın bir şey daha var; Kandıralı kardeş, "Ben Dayı'nın en güvendiği ikinci adamıydım" dedi. Peki birincisi kimdi? Hiç merak ettiniz mi?
Bunun yanıtını ilerleyen bölümlerde vereceğiz. Çünkü ben dizinin 2 gizli senaristinden biriyim. Kerem Deren ve Pınar Bulut sadece görünenleri :) Hadi öptüm.
Sadakatin sınandığı bir bölümle ekrana geldi Ezel'imiz değerli izleyenler.
Aklıyla, müthiş oyun kurma tekniğiyle yedi düveli sıçırtan Ramiz Dayı yine ters köşe etti milyonları. Her şey kontrol altında anlayacağınız. Haftaya görüşmek üzere...
9 Mart 2010 Salı
~ ŞirinEvler 1-2 ~
8 Mart 2010 Pazartesi
~ Eline, beline; özellikle de diline " Hakim "olcan kardeşşşşşş ~
7 Mart 2010 Pazar
YOK ARTIK!
ŞAKA YAPMIŞ!
DİYARBAKIR - BURSA
Olayın ortaya çıkması da hayli garip. Gece saatlerinde staddan gelen bağırışlar şaşıran ve pencerelerinden stadın yeşillikleri görünen B.F.;
" Baktım ki gece gece gençler toplanmış, bağıraşa çağıraşa top oynuyolar. Uzaktan bi baktım ki Ertuğrul Sağlam. Hocayı saçlarından tanıdım, maç da oldukça heyecanlıydı, 3-2 idi en son." dedi.
***Bizden duymuş olmayın, kimsenin yalancısı değiliz, tamamen kendimiz uydurduk.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)